Normalleşmeli miyiz?

01.04.2020
334
Okuma Süresi: 5 dakika
A+
A-
Serap Sevimli, sosyal medya ve dijital içerik üretimi üzerine yazılar yazan bir yazardır. Sosyal medya platformlarındaki trendleri ve dijital dünyadaki değişimleri yakından takip ederek, bu alandaki gelişmeleri analiz etmektedir. Özellikle sosyal medya stratejileri, içerik pazarlaması ve dijital iletişim konularında bilgilendirici yazılar sunar. Sevimli, takipçilerine sosyal medya dünyasında başarılı olabilmeleri için pratik ve etkili ipuçları vermeyi amaçlamaktadır.

Pandemiyle birlikte dünya öyle bir sarsıldı ki, “normal” dediğimiz şeyin ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu hep birlikte gördük. Maskeler, mesafeler, kapanmalar, ekranlardan yapılan bayramlaşmalar… Ardımızda tuhaf bir dönem bıraktık. Ya da bırakmaya çalışıyoruz. Çünkü şimdi herkesin aklında tek bir soru var: Artık normalleşmeli miyiz?

Ama önce durup düşünmek gerek. Nedir bu “normal”? Eski düzenin aynen geri gelmesi mi? Yoksa artık bambaşka bir yaşam düzeni mi kurmalıyız? Zira yaşananlar sadece fiziksel sağlığımızı değil, psikolojimizi, ekonomimizi ve sosyal yapılarımızı da derinden etkiledi.


Eskiye Dönüş Hayali mi, Gerçek mi?

“Eski günler” diye başlayan nostaljik cümleleri hepimiz kurduk. Hatta belki hâlâ kuruyoruz. Kalabalık sofraları, sinema çıkışlarını, sarılmaları özlemedik mi? Özledik elbette. Ama o eski günler, koşulsuz şekilde geri dönecekmiş gibi bir beklentiye kapılmak, kendi kendimizi kandırmak olabilir.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Çünkü o “eski normal” sandığımız düzenin zaten birçok yerinde çatlaklar vardı. Hızla tüketen, durmaksızın çalışan, doğayı hoyratça kullanan, duygularını bastıran bir toplum yapısı üzerine kurulu bir düzen ne kadar sürdürülebilirdi ki?


Yeni Normallerle Barışmak

Normalleşmek illa eskiye dönmek demek değil. Belki de bu süreç, bizlere yepyeni “normal”ler tanımlamak için bir fırsat sundu. Evden çalışmanın bazı sektörlerde mümkün olduğunu gördük, dijital iletişimin hız kazandığına şahit olduk. Eğitim, iş, sağlık gibi birçok alanda sistemler yeniden tanımlandı.

Artık “nasıl daha verimli çalışabilirim?”, “nasıl daha sağlıklı yaşarım?”, “sosyal ilişkilerimi nasıl korurum?” gibi sorular bireysel düzeyde bile daha çok sorulmaya başlandı. Bu da bize, yeni bir bilinç düzeyine geçtiğimizi gösteriyor.


Psikolojik Açıdan Normalleşmek

Pandemi dönemi yalnızca fiziki değil, ruhsal anlamda da büyük izler bıraktı. Anksiyete, yalnızlık, belirsizlik duygusu birçok insanın iç dünyasında derinleşti. Şimdi normalleşme denildiğinde, sadece dış dünyaya değil, içsel dengeye de dönmekten söz etmek gerekiyor.

Bu noktada da asıl mesele, “normal hissetmek” belki de. Yani kendini güvende, dengede ve huzurlu hissedebilmek. Bunun için kişisel ritüeller, küçük mutluluklar ve sağlıklı rutinler büyük önem taşıyor. “Normale dönüş” demek belki de yeniden duygusal bağlar kurabilmek, umutları yeniden yeşertebilmek anlamına geliyor.


Toplumsal Hafıza Unutmaz

Her ne kadar unutur gibi yapsak da yaşadıklarımız hafızamızın derinliklerinde yerini aldı. Maskesiz bir kalabalığa karışırken içten içe tedirgin olanlar, sevdiklerini kaybetmiş olmanın ağırlığını taşıyanlar, kapanmalarla işini kaybedenler… Herkesin bir bagajı var. Ve bu bagaj, “normalleşme” sürecine farklı şekillerde yansıyor.

İşte bu yüzden, kimseyi hızlıca “hadi normale dön” diye zorlamamak gerekiyor. Bazılarımız temkinli adımlar atacak, bazıları hemen adapte olacak. Herkesin yolculuğu kendine özel ve saygıyı hak ediyor.


Daha İyi Bir Normale Ne Dersin?

Belki de en kritik soru şu: Normalleşmeli miyiz, evet. Ama nasıl bir normale?

Daha adil, daha sürdürülebilir, daha insani bir yaşam düzeni mümkün mü? Bu, sadece bireylerin değil, devletlerin, şirketlerin, eğitim sistemlerinin, sağlık politikalarının da yanıtlaması gereken bir soru. Eskiye dönmek kolay gibi görünse de, asıl cesaret isteyen şey yeni bir düzen kurmak. Ve belki de gerçek dönüşüm, tam da burada başlıyor.

Çünkü yaşadıklarımız, bizlere kırılgan olduğumuzu, dayanışmanın ne kadar hayati olduğunu ve her şeyin bir anda değişebileceğini öğretti. Bu öğretilerle şekillenen bir “yeni normal”, sadece bir hayal değil; ortak çabayla inşa edilebilecek bir gerçeklik olabilir.

REKLAM ALANI
Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.