Evimizin salonuna hoş geldiniz

01.04.2020
412
Okuma Süresi: 3 dakika
A+
A-
Hakan Dişli, güncel konular üzerine yazılar yazan ve farklı alanlarda derinlemesine analizler sunan bir yazardır. Toplum, ekonomi, siyaset ve kültür gibi çeşitli başlıklarda güncel gelişmeleri ele alarak okuyucularına kapsamlı bilgiler sunmaktadır. Hızla değişen dünyada, olayları objektif bir bakış açısıyla değerlendiren Dişli, yazılarıyla gündemi yakından takip etmektedir. Kendine özgü üslubu ve bilgilendirici yaklaşımı ile dikkat çekmektedir.

Kapıyı açıp içeri girdiğinizde sizi ilk karşılayan yerdir salon. Misafirlerin ağırlandığı, çayın demlendiği, kahkahaların yankılandığı, tartışmaların başladığı ve belki de son bulduğu yer… Kısacası evin kalbi.

Salon sadece bir yaşam alanı değil, aynı zamanda aile olmanın resmini çizen sahnedir. Her köşesinde bir iz vardır; koltuğun kenarındaki yastık izinde bir çocuk uyumuş, masanın üzerindeki çerçevede eski bir bayram günü gülümsemişiz. Sehpanın altında duran birkaç kitap, uzaktan kumandanın yer değiştirmiş hali, koltuğun ucuna ilişmiş bir battaniye… Tüm bunlar, aslında o salonun yaşayan bir varlık olduğunu fısıldar bize.

Birçok evde salon, sadece misafir ağırlamak için tasarlanmış bir “gösteri alanı” gibi görünür. Ancak zamanla işler değişir. Pandemiyle birlikte salonlar ofislere dönüştü, sınıflara dönüştü, sinema salonlarına dönüştü. Evdeki en büyük odanın artık sadece güzel görünmesi değil, işlevsel olması gerektiğini öğrendik. Salonda sabah toplantılarına katılan bir anne, ders yapan bir çocuk ve yoga matını seren biri aynı anda var olabildi.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Salon dediğimiz yer, aslında hepimizin iç dünyasını biraz da dışa vurduğu alan. Kimimiz minimal bir düzeni tercih ederken kimimiz “her şey elimin altında olsun” der. Bazıları için çiçeklerle dolu bir köşe, diğerleri için loş bir lambanın altına yerleştirilmiş okuma koltuğu vazgeçilmezdir. Salon, karakterimizin sessiz bir tercümanıdır.

Bu odada sadece zaman geçirilmez, anılar biriktirilir. Sessiz akşamlar, toplu izlenen diziler, yılbaşı kutlamaları, bayram sabahları hep orada yaşanır. Hatta bazen konuşmadan, sadece birlikte oturarak paylaşılan huzurun merkezidir.

Salona “hoş geldiniz” demek, aslında biraz da evimize, kendimize, hayatımıza hoş geldiniz demek gibidir. Çünkü orası yalnızca dört duvar değil; yaşamın iç içe geçtiği, duyguların harmanlandığı, her evin ruhunu taşıyan yerdir. Orada sessizlik bile anlam taşır.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.